Uçurtmanın Kuyruğundaki Düşler

O gün okuldan çıkınca dört arkadaş Rüzgârlı Tepe'ye gidip ağaç eve tırmandılar. Aşağıdaki yemyeşil ağaçlar, evlerin kırmızı kiremitli çatıları ve kenti ikiye bölen masmavi deniz nasıl da güzel görünüyordu. Arkadaşlar bir süre gökyüzündeki beyaz bulutları ve bulutlarla yarışan kuşları izledikten sonra heyecanlı bir sesle konuşmaya, düşlerini birbirleriyle paylaşmaya başladılar.

Çocukluk demek düş kurmak demektir. Tıpkı masallardaki gibi, çocukluğun düş dünyasında da hiçbir şey olanaksız değildir... Kaf Dağı aşılır, ejderhalarla savaşılır, kuş kanadında yolculuk yapılır, hastalar iyileşir, ayrılanlar kavuşur, yoksul ama iyi kalpli çalışkan çocuklar yaşamdaki beklentilerine kavuşur ve iyi bir yaşam sürerler. Tıpkı masallardaki gibi, iyilerin ödüllendirilip kötülerin cezalandırıldığı düşlenir. Düşler engel tanımaz, düşler sınır tanımaz... Uğurcan, Yalçın, Orhan ve Baran'ın, etkilendikleri roman kahramanlarının serüvenlerini yaşama isteklerinin dışında da düşleri vardı.

Ne var ki onlar, düşlerini kimselere söyleyemediler. Ancak, öğretmenlerinin isteğiyle, düşlerini rengarenk küçük kâğıtlara yazdılar. Sonra da onları ipe bağlayarak uçurtmalarına kuyruk yaptılar.

Gülcan, Gülhan, Uğurcan ve arkadaşları Yalçın, Baran ve Orhan'ın düşlerini öğrenmek ve serüvenlerine katılmak için kitabınızın sayfalarını çevirmeye başlayın... Onlarla birlikte siz de düşlerinizin peşinden kanat açacaksınız...